nedirbil
  • Anasayfa
  • Yardım
  • Kurumsal
  • Diğer
    • İletişim
  • Giriş yap
  • Kayıt ol

Hallacı Mansur

Posted by hezarfen on 23 Şub 2021 in Yazarlar, Şairler

Notice: iconv(): Detected an illegal character in input string in /home/u0017370/public_html/inc/locales/_charset.funcs.php on line 43

Notice: iconv(): Detected an illegal character in input string in /home/u0017370/public_html/inc/locales/_charset.funcs.php on line 43

Hayatı:

Hallac-ı Mansur veya Mansur el-Hallac (tam ismi Abū al-Muġīṭ Husayn Manṣūr al-Ḥallāğ) (d. Ağustos 858, Tur – ö. 26 Mart 922, Bağdat) Zındıklıkla suçlanması ve uzun süren bir soruşturma neticesinde Abbasi Halifesi Muktedir Bi’llah'ın emriyle idam edilmesiyle meşhur olan spiritüalist yazar ve mistik şair.

Sofiyye-i aliyye denilen büyük velilerden. İsmi Hüseyin bin Mansur, künyesi Ebü'l-Mugis'tir. 858 (H.244) yılında İran'ın Beyza şehrinde doğduğu rivayet edilmektedir. 919 (H.306) yılında ise idam olunarak şehid edildi.

Hüseyin bin Mansur'un büyük babası Mahamma adında bir zerdüştidir. Buna, ana tarafından hazret-i Ebu Eyyub'un neslinden geldiğini söyleyerek Ensari de denilmiştir. Tüster'de büyük velilerden Sehl bin Abdullah-ı Tüsteri hazretlerinin sohbetinde iki sene bulundu. Onun ruhlara hayat veren sohbetleri bereketiyle tasavvufa yöneldi. On sekiz yaşında Basra'ya gelerek, Amr bin Osman-ı Mekki'ye bağlandı. On sekiz ay da onun sohbetinde ve derslerinde bulundu. Her iki velinin yanında da nefsi ile büyük mücadele yaptı ve her isteğine sırt çevirdi. Nefsin istemediği, rağbet etmediği işlere sarıldı. Samimi ve bağrı yanık bir aşık idi. Kendisini çok seven Ebu Yakub-ı Akta' kızını ona verdi. Bundan sonra bir müddet daha Basra'da kaldı.

Hüseyin bin Mansur'a Hallac denilmesine şu olay sebeb olmuştur. Bir gün o, dostu olan bir hallacın dükkanına girdi. Bir işinin görülebilmesi için onun tavassutunu rica etti. Fakat hallacın gittiği yerden dönüşü biraz uzun sürdü. Geldiğinde; "Ya Hüseyin! Gördün mü başımıza gelenleri. Senin için bugün kendi işimden oldum." diye söylendi.

Hüseyin bin Mansur onun endişeli haline bakarak tatlı tatlı gülümsedi ve; "Üzülme senin işini de biz hallederiz." dedikten sonra parmaklarını pamuk yığınlarına doğru uzatıverdi. O anda henüz atılmamış pamuk yığınları harekete geçti. Kaşla göz arasında, tel tel saf pamuk bir tarafa, kirli ve süprüntü kısmı ise diğer tarafa ayrıldı. Hallacın gözleri fal taşı gibi açılmış şaşkınlıktan sanki ayakta donmuş kalmıştı. Olay kısa zamanda halk arasında yayıldı. Bu tarihten sonra da Hüseyin, Hallac-ı Mansur diye anıldı.

Hallac-ı Mansur daha sonra Basra'dan ayrılarak Bağdat'a Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin yanına geldi, Cüneyd-i Bağdadi ona susmayı ve insanlarla görüşmemeyi emretti. Daha sonra Hicaz'a giderek, bir sene Ravda-i mutahherada kaldı. Zikr ve ibadetle meşgul oldu. Sonra tekrar Bağdat'a geldi. Burada yine Cüneyd-i Bağdadi hazretleri ile görüştü ve bazı sualler sordu. Cüneyd-i Bağdadi suallerine cevap vermedi ve; "Galiba bir ağaç parçasının ucunu kırmızıya boyaman yakındır!" dedi. Cüneyd-i Bağdadi hazretleri bu sözü ile ilerde onun şehid edileceğine işaret ediyordu. Mansur, sorduğu meselelerin cevabını alamayınca, izin alarak Tüster'e gitti. Bir sene orada kaldı. Burada büyük kabul ve ilgi gördü. Sonra buradan ayrılıp, beş yıl ortadan kayboldu. Horasan ve Maveraünnehr gibi beldelerde bulundu ve Ahvaz'a geldi. Burada da nasihatlarda bulunup, Ahvaz halkı içinde büyük kabul ve ikram gördü. Ahvaz'da ilahi esrardan çok bahsettiğinden, kendisine Hallac-ı Esrar denildi. Tekrar hacca gitti. Dönüşte Basra'ya geldi. Oradan tekrar Ahvaz'a gitti. Bir müddet daha burada kaldı. Sonra; "Halkı Hakk'a davet için şirk beldelerine gidiyorum." diyerek Hindistan'ın yolunu tuttu. Buradan Maveraünnehr'e geldi. Çin'i Maçin'i dolaştı. Gittiği her yerde halkı Hakk'a davet etti. Hint, Çin ve Türk kavimlerinden pekçok kimsenin İslamiyetle şereflenmesine vesile oldu. Onların İslamiyeti tanımaları için pekçok eserler telif etti. Dönüşünde dünyanın dört bir yanından ona mektuplar yazılmaktaydı. Hindliler, ona; Ebu Mugis, diye mektup yazarlardı. Çinliler Ebu Muin, Türkler; Ebu Mihr, Farslılar; Ebu Abdullah Zahid, Huzistanlılar; Hallac-ı Esrar diye hitab ediyorlardı.

Hallac-ı Mansur hazretlerinin İslamiyeti yaymak için yıllarca dolaştığı, şehir şehir gezdiği bu seyahatleri sırasında pekçok kerametleri, harikulade halleri görüldü. Kerametlerinden daha mühimi de onun marifet, hikmet ve ince manalar dolu sözleridir. Bunlar, onun ilim ve marifette ulaştığı kıymetli dereceleri gösteren birer delildir.

Önemli çalışmaları

İslami Mistisizm Ta’Sinu’l Ezel ve’l-Cevheru’l-Ekber ve’ş-Şeceretu’n-Nur’iyye (Kitab-ut Tavasin)
49 adet kayıp risaleleri

Henüz yorum yok


Form yükleniyor...

Mart 2021
Pts Sal Çrs Prs Cum Cts Pzr
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31        
 << <   > >>

Arama

Kategoriler

NedirBil Ansiklopedi

Yardım

Kurumsal

Son Gönderiler

  • Osman Gazi
  • Orhan Gazi
  • Murad Hüdavendigar
  • Yıldırım Bayezid
  • Sultan Çelebi Mehmed
  • Sultan İkinci Murat
  • Fatih Sultan Mehmed
  • Sultan İkinci Bayezid
  • Yavuz Sultan Selim
  • Kanuni Sultan Süleyman

XML Feeds

  • RSS 2.0: Gönderiler, Yorumlar
  • Atom: Gönderiler, Yorumlar
What is RSS?

©2021 by Osman Bayrak • İletişim • Yardım • Build your own website!

CCMS

Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Tanımlama bilgileri, temel site işlevselliğini etkinleştirmek için (özellikle istenmeyen posta gönderenleri algılamak için) gereklidir.